29 Aralık 2015

Uzun Bir Aradan Sonra Merhaba...

Selam blogcum seni çok ihmal ettim biliyorum. Nedenlerim de vardı. Yokluğumda blog başlığım bile gitmiş. Sanırım yeni blog şablonu aramam lazım. Bu blogun tasarımı Amigurumi Aşkına şimdiki adıyla Tiny Mini Design sahibine aitti. Aynı kişinin tasarımını yaptığı bir blogun tasarımı da kaybolmuştu. Aman neyse konumuz o değil.

Evet bilgiğiniz üzere ben geçtiğimiz ay Timponaplasti( Kulak zarı-Kemikçik zinciri onarımı) ameliyatı olmuştum. Evet evet çok şükür başarılı geçti. Evet süreçte benim de şaftım kaydı(şikayet değil) yemek yiyememeler, tansiyon düşmeleri, bayılmalar, halsizlik, baş ağrısı... Çok şükür şuan iyiyim işe başladım. İş yerimde çok yoğunum çok yoruluyorum kendimi kastığım için başım ağrıyor. Neyse buna da şükür geçecek yavaş yavaş.

Duyabiliyormusun?? diye soracağınızı biliyorum. Çünkü ameliyat olduğumu öğrenen herkes bunu merak ediyor. Hatta işe geldim herkes bir ağızdan '' Duyuyorsun demi Kerime?'' diye sordular. Malesef ben henüz Koklear İmplant ameliyatı olmadım. 2009'da Ankara Hacettepe'de şu meşhur doktor (ki aslında bizi dolandırdığı bir gerçek) kulağımın içini mahvetmiş. Çektiğim onca ağrılar onun içinmiş. Kulağım Koklear İmplant'a uygunluğunu kaybetmiş. Onun için kulağımı Koklear İmplant'a uygun hale getirdiler. Şubatta (tarihi netleşmedi telefon bekliyoruz) Koklear İmplant ameliyatım var. İnşallah Rabbim nasip ederse o zaman duyabileceğim. (Rabbim benim hakkımda hayırlısını ver diye dua ediyorum) Kayseri Erciyes Üniversitesindeki Doktor Ankara Hacettepe Üniversitesindeki Doktor gibi bizi oyalayıp dolandırmadı. (ki bu ayrı yazı konusu)

Bende durumlar böyle. Bu süre zarfında 1 ay eşimden 3 hafta da kızımdan ayrı kaldım. Kızımın psikolojisi çok bozulmuş durumda. Beni herkesten kıskanıyor '' Benim annem dokunma'' diyor. Montumu giymiş çıkarken görünce tekrar onu bırakıp gideceğim sanıyor. Hala düzelmiş değil. Anlatıyorum gitmeyeceğimi işe gidip geleceğimi. Neyse ki sabah çıkarken uyuyor diye görmüyor. Babaannesinin dediğine göre sabah beni yatağımda görmeyince korkmuş gittim sanmış. Babaannesi de ''annen işe gitti gelecek'' demiş o da rahatlamış.

İşte böyle blogcum..
Sağlıkla kalın...

28 Kasım 2015

Ameliyat

Selam... Uzun süre yoktum kimse ''Nerelerdesin'' diye merak etmemiş alındım yani :)

Geçtiğimiz hafta cuma günü ameliyat oldum. Evet ameliyat oldum. Hayır henüz duyamayacağım. Önümüzde yine ameliyat var. :uzun bir süre Kayseri'de ailemin yanındayım. Eloş bu sabah babaanne ve dedesi ile İstanbul'a babasının yanına gitti. Ameliyatın en zor tarafı ayrılık oldu.. O ağrıların, tansiyon düşmelerinin ve bayılmalarının yanında en çok koyanıydı ayrılık...
 Hımm ben sizlere küsmüştüm di mi?? Diüer adım tripcan. Trip atayım bari :) Küstüm gidiyommmm :)

09 Kasım 2015

Bıktıran soru: Ela'da problem var mı?

Malumunuz eşimle ben işitme engelliyiz. Ne zaman yeni bir yere gitsek herkesin gözü eşimin işitme cihazına kayıyor. Ya da benim işitme cihazımın olmadığını gördüklerinde işaret dili ile iletişim kurmaya çalışmaları. Dudak okuyorum ben konuşun siz ben anlarım diyorum. Ki eşimle beni kardeş zannedenler çoğunlukta. '' ahh yazık iki kardeş te duymuyor'' diyen oldu..
Hayır biz kardeş değiliz evliyiz dediğimizde gelen ilk soru '' Çocuğunuz var mı?''
Evet var
Onda bir sıkıntı yoktur umarım.
Yok Allah'a şükür diyoruz. Tamam  bunlar tanımıyor bizi meraktır normaldir der geçerim..
Yakın çevremin soruları daha çok incitici..
Facebookumda Fi tarihten kalma arkadaşlarım mesaj atıyor (fi dedim çünkü samimi olmadığım arkadaşlarım işi düşünce yazanlar yani)
-selam Kerimecim nasılsın?
-İyiyim sen nasılsın?
-Şey canım ben bişey soracaktım da.
-Buyur tabi.
-Senin işitme engelli olduğunu biliyorum eşinin de işitme engelli olduğunu öğrendim şu kişiden. Aklıma Ela geldi. Ela sağlam değil mi? Sadece merakımdan soruyorum. (burda alttan alttan bize çürük diyor gibi geldi)
-Hayır çok şükür Ela sağlam merak etme sen. Anne ve babası çürük olan her çocuk çürük olacak diye bir kaide yok değil mi canım?
-Esrağfurullah öyle demek istemedim..
(Ela ile nasıl anlaştığım merak konusu onu ayrı yazıda anlatacağım)

Aynı konuşma yüzlerce kez tekrarlanmıştır. Bir de daha önce dediğim gibi her insan annesinin karnından özürlü doğmuyor.. Hastalık-kaza denen birşey var. Doğuştan işitme engelli değiliz biz sonradan olmuş birşey. Havale-Mememjite bağlı olmuş birşey Allah'ın takdiri yani. Anne ve babasında şu özür varsa çocuk öyle doğacak değil yani.
Bir örnek vereyim
Babamın arkadaşı var bedensel engelli. Eşi de kendisi gibi bedensel engelli.
Bir çocukları var adı Feyza. Bir dönem benim öğrencimdi (ana sınıfında staj yaptığım dönem) maşallah çok tatlı sağlıklı da. Anne ve babası öyle diye kendisi de öyle doğacak değil değil mi? Umuyorum ki onlara da bu soruyu sormamışlardır. Çok kırıcı oluyor.
Bu soruyu sorarken biraz empati diye düşünüyorum yine.
Heee bir de her işitme engelli insanları tanımıyorum herhalde.
Geçenlerde cemaatten bir abla mesaj attı.
Kerimecim benim dayımın oğlu işitme engelli evlenmek istiyor kız bulamıyoruz yardım eder misin? Var mı tanıdığın dedi.
Ay kusura bakma abla ben çöpçatan mıyım aşk olsun. Birde ben işitme engelliyim diye tanıdıklarımın da işitme egngelli mi olması lazım? Biliyorsun ben İşitme engelliler okulunda okumadım haliyle öyle bir arkadaşım veya tanıdığım yok. dedim.
Ay canım benim kıyamam ben sana dedi ve gitti.
Allahım sabır dedim ben de...

Evet bugün yine keçilerim geldi yazıp rahatlamak istedim. Umarım sıkmamışımdır..
Selametle...

Ruhu güzel, kendi başka güzel kadın '' Oyuncu Anne''

Günaydın...
Dün Tüyap Kitap Fuarı'na gitmiştim eşimle Oyuncu Anne'yi görmek için. Çok sıra vardı ama bir imza ve fotoğraf için değerdi beklemeye. Değdi de...

Ben sesimi kontrol edemiyorum. Heyecandan fısıltılı konuşmuşum ki sanırım Şermin Hanım beni duyamadı ismimi kağıda yazdım ve bir tane de fotoğraf çekindik. O esnada eşim beni bir güzel azarladı '' Ben sana demiştim değil mi biraz bağırda konuş.'' '' Ne bileyim ben. Biliyorsun ben sesimi kontrol edemiyorum zaten Şermin hanım benim durumumu bilmiyor herhalde boşuna kızma yaa '' dedim :)

Şermin Hanımı görünce gözlerime inanamadım gerçekten. Bir insan bu kadar pozitif, güler yüzlü olamaz dedim içimden. Şermin Hanımla biraz sohbet etmeyi çok isterdim... Ama stadda o kadar çok kuyruk vardı ki... Kitaplar bile tükendi Tam zamanında gitmişim almak için. Zira imza sırasına tam yaklaştım ki kitap tükendi dendi :) 

Daha güzel şeyler , daha uzun bir yazı yazmak isterdim ama hafızam çalışmıyor benim :) 
Musmutlu haftalar dilerim...

05 Kasım 2015

Annelerin Akıllı Seçimi: TODİZOO Oyuncakları

Bebekler için oyuncak seçme işi anne babalara düşüyor. Minikler, hem gerçek dünyayı hem de kendi yetenek ve becerilerini önce oyuncaklarla keşfetmeye başlar. Doğal olarak oyuncakların onların gelişiminde rolü çok önemlidir. Oyuncak alırken aradığımız özellikler aslında çok net. Eğitici, eğlendirici ve onlar için tamamıyla güvenli olmaları en önemli özellikler.


Bebekler için oyuncak alırken en önemli kriter, güvenilir markaların oyuncaklarını almak olmalıdır. Sık sık ağzına götüreceği, birlikte uyuyup yemeklerini hatta banyosunu paylaşmak isteyeceği oyuncaklarının ona zararlı olabilecek bir materyal, boya ya da aksesuar içermediğinden emin olmanın tek yolu tercihlerinizi güvenilir markalardan yana yapmak. Bir diğer dikkat edilmesi gereken konu da seçtiğiniz oyuncakların onların gelişimine de katkıda bulunması. Yapacağınız doğru oyuncak seçimlerinizle her gün hayat ve kendisiyle ilgili yeni şeyler öğrenen bebeğinize büyüme macerasında yardımcı olabilirsiniz. 


Tüm bu özellikleri bir arada bulabileceğiniz Todizoo oyuncaklarını inceleyerek, bebeğinizin yaş ve ihtiyaçlarına en uygun olanları tercih edebilirsiniz. 


TODİZOO MÜZİKLİ ÇINGIRAKLAR: Bu sevimli arı ve kelebek çok marifetli. Minik parmakların kolayca basabildiği düğmesi eğlenceli melodiler çalıyor. Ses efektli kanatları ve boncukları ile hem bir çıngırak hem de dişlik olan kanatları tam kaşınan dişlere göre. Üçüncü aydan itibaren tüm bebekler için tercih edilebilir. 




TODİZOO EMEKLEME BÖCEĞİ VE TOSBAĞA: Emekleme nasıl da heyecan verici bir dönem değil mi? Şimdi emekleme çalışmalarına yardımcı olacak iki sevimli arkadaş var. Todizoo’dan Emekleme Böceği ve Tosbağa üstüne basınca ilerliyor, bebeğiniz de onları hevesle takip ediyor. 12 ay ve üzeri bebekler için tam bir emekleme yardımcısıdır.  




TODİZOO ARKADAŞIM SERİSİ: Todizoo’nun bu şirin oyuncakları basıldığında ışıklı düğmeleri ile melodiler çalıyor, “ABC” ve “123” ve birbirinden sevimli kısa cümleler söylüyor. Minikler bu arkadaşları onları çok eğlendirdiği için seviyor, biz de onların el-göz koordinasyonlarını güçlendirip sebep-sonuç ilişkisini öğrenmelerine yardımcı oldukları için seviyoruz. Üçüncü aydan itibaren tüm bebekler içindir. 



 


 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

20 Ekim 2015

Balerin Fare

Günaydın blogcum nasılsın?
Ben pek iyi sayılmam her zamanki gibi kulağım ağrıyor. Konumuz o değil bugün narkoz alacaktım da 20 Kasım'a kaydı...

Konuyu dağıtmayımm.. Topladım tamam annem.
Ela uzun zamandır fare istiyordu. Aklıma geçen yıllarda gördüğüm Ayşe'de tarifi olan balerin fareyi ördüm. Bu minicik şefi örmesi 3 haftamı aldı. Hayır zor olduğundan değil aslında kolay.. 23 sıra 9x-12x örmekten bana ıyk geldi attım köşeye hep. Ela da anne farem bitti mi diyordu biecek kızım az kaldı diye geçiştiriyordum. Neyse bitti işte. Kuzum uyuyordu yanına yatırdım. Uyandı fareyi gördü tepkisi
- '' Anne bunun kafasında niye çiçek yok?''
- '' Fiyonk tokası var ya kızım''
- '' olmaz o ben çiçek istiyorum''
- '' tamam yarın yaparım onu annem''
- '' pamam''

Ertesi gün Ela çiçeği unuttu galiba bişey demedi :)
Şimdi en sevindiği oyuncak bu.

İnşallah başka istemez diyordum daaaa
-ANNE BEBEK ÖR dedi... oldu annem oldu :D :D

Shein

SheIn -Your Online Fashion Coats
Nonim Shein çekilişi yapıyor katılmamak olmazdı :) Şansımı denemek istedim :)

14 Ekim 2015

Bir Dikiş Hikayesi

Selam blogcum... Ülke olarak çok kötü günler geçiriyoruz.. İnşallah tünelin ucunda ışık vardır..

Geçenlerde Bakırköy Cumartesi pazarında bu kumaşı 3 tl ye bulmuştum. Ucuz yaa bu ziyan etmeye gelir acınmaz. Bari deneyim de kendimi sınayım. Yoksa öğreneceğim yok benim dedim :)

Fotoğraflar kalitesiz ve kötü biliyorum. Malum iş yeri kalabalıktı ben de dolapların arasına gizlendim :)
Bu kısmı pek kimse görmüyor çünkü. Saçlarım özensiz onu da biliyorum tamam tamam. Üşeniyorum anacım ben sabahın köründe süslenmeye :) 


Yaka kısmını kayınvalidem yaptı. Detay konusunda kendime güvenemedim. Bir dahaki sefere ben denerim söz :) 

Ne dersiniz olmuş mu? Devam edeyim mi dikişe? Ciddi ciddi eleştiri bekliyorum ona göre :)
Sertifikalar, toplu onaylar beni bekler ben kaçtım..



07 Ekim 2015

Ne Soğuk Kelimedir ''ÖLÜM''

Dün rahmetli teysemin kızı mesaj attı bana
-Abla duydun mu?
-Neyi?
-Yengemi
-Hangi yengemi?
-Gülseren
-Ne olmuş ki ona_
-Vefat etmiş.
-Neee... Fethiye ne olur şaka yaptım de.
-Keşke şaka olsa abla tayzemi aradım doğruymuş o da gidiyormuş köye.
-İnanmak istemiyorum.. Ne olur şaka olsun..
-Bizim ailemize ne oluyor böyle son 3 yıldır..
-Doğru... Duran eniştem, Teyzem(annesi), yengem
-Aynen abla sıra hangimizde...


Yengem 23 Ağustosta evlendiği kızının çeyizlerini Diyarbakır'a götürürken trafik kazası geçirmiş. (Aynı arabada Dayım, kızı ve diğer dayımın oğlu varmış onlar yaralanmış sadece) Araba takla atmış bagajdaki elma kasası yengemin omuriliğine batmış Malatya'da ameliyat olmuş. Doktorlar felç olur demiş yengem yoğun bakımda uyanmış konuşmuş (annemle telefonda da konuşmuş) sonra kalp krizi geçirmiş...

Ne soğuk kelimedir ölüm...
Yengemin hayalleri vardı belki de.. Kızı yeni evlenmişti belki 2-3 yıla torununu sevecekti....
Belki de ikinci kızının doktorluk diplomasını alışını gururla seyredecekti '' İşte benim kızım'' diyecekti..
Belki de oğlunun üniversiteyi kazanmasıyla gururlanacaktı..
Belki de en küçük kızının oynadığı oyunlarda duygulanacaktı...

Amaaa olmadı...
Azrail onu erken aldı aramızdan.. Hala inanmak istemiyorum...

Rabbim dayıma-kuzenlerime sabır versin..
Diyecek kelime kalmadı...
Mekanın cennet olsun yengem nur içinde yat...



02 Ekim 2015

Deterjanlı-Yoğurtlu İrmik Tatlısı :D

Başlıktan öyle bi tarif veriyormuşum gibi görünebilir ama öyle değil :) Hikaye anlatcam ben canım sıkıldı da :)

Efenimmm yıllarrrr önce sanıyorum ki 2005 yılıydı 10 yıl önce. Bizim köyün muhtarının karısı beyin ameliyatı olmuş ve komaya girmişti. Ne yazıkki onu o zaman kaybettik. Allah rahmet eylesin severdim kendisini...

Asıl Hikayem...
Bizim köyde cenaze evinde yemek pişmez köylüler evinde yapar götürür. Annemle babam gideceklerdi. Kuzenim-Yengem (Teyzemin kızı amcamla evli) bizdeydi. Annem yoğurtlu irmik tatlısı yapmasını rica etmişti ben o zamanlar bilmiyordum nasıl yapılır falan. Yengem de tamam yaparım dedi girdi mutfağa. Bende öğrenirim diye yengemin yanındayım pür dikkat inceliyorum.,

Yengem yumurta kırdı şekeri koydu çırptı çırptı sonra sıvı yağ!!!! koydu çırpmaya başladı. O da ne köpürüyor. Yengem bunda bi anormallik var sanki dedi parmağını daldırdu şlap diye yaladı ıyyykkkkkk dedi döktü karışımı :)

Sıvı yağ sanıp Limonlu bulaşık deterjanını tatlıya koymuş :D :D Yenge dedim baksana o yağdanlık mı???
Ne biliyim ben beeee yaşlandım kafa mı kaldı dedi :D 28-29 yaşlarındaydı o zamanlar yaşlıymış sevsinler :D

Aklıma geldikçe gülerim yazayım siz de gülün istedim :)
Hayırlı cumalar..
Sevgiler

17 Eylül 2015

son zamanlarda...

Selam blogcum... Uzun süre ayrı kaldık senden biliyorum. Canım hiç yazmak istemedi. Önce güzel ülkemde gencecik fidanlar için üzülmekten, sonra da bencilim biliyorum.. Biyonik kulak ameliyatım işte.. Çok moral bozucu bir süreç benim için.
Gencecik fidanlar demişken; kareşim polis benim (mecazi olarak benim kardeşim yok ama amcamın çocukları benim kardeşim.. Benim elimde büyüdüler) İstanbulda tabi o da. Bir ara 6 aylığına Şırnak Silopi'ye gitmişti Polis eksikliğinden gönüllü gitmeyi kabul etmişti. Süresi doldu geldi İstanbula. Silopi'de çok sevdiği arkadaşı şehit olunca bizimki deprasyona girdi geri gitmek istiyor. Yapma çocuğum anneni düşün '' Abla zaten analar hep gözü yaşlı.. Annemin 2 oğlu daha var.. Arkadaşlarım teker teker gitti ben de gitsem annemin gözüne batmaz'' dedi.. Bu daha çok yaraladı beni..
Anladım ki...
Ne kadar boş şeyler için endişe ediyoruz bizler...
Bu sabah işe gelirken karşıdan karşıya geçmek için ışıklarda beklerken birden kırmızı ışık yandı. Ticari taksi ani fren yaptı arkadan gelen motorsiklete çarptı... O genç çocuk ölüm-kalım arasında kaldı. Allahtan kaskı vardı.. Ne oldu bilmiyorum...
Ela'yı kreşe versek evde sıkıldı diyorum.... Sonra evladını kabetmiş anneler geliyor gözlerimin önüne.. Aman diyorum sıkılırsa sıkılsın...
Biyonik kulak ameliyatımı taktım kafaya.. Önceki başarısız geçti. Saçlarımın bir kısmını kazıdılar. Şimdi de başarısız geçerse, saçlarımı yine boş yere kazırlarsa diye stres yapıyordum.. Sonra aklıma kanser olup kemoterapiden saçalrını kaybetmiş insanlar geliyor ve diyorum ki; aman Kerime sende önemsiz şeyi kafaya takıp büyütüyorsun. Bir önceki kazındığında 1 yılda hemen uzadı zaten takılma... diyorum kendi kendime...
Bu aralar hiç keyfim yok.. Muhtemelen kimsenin keyfi yoktur.. Tünelin ucunda ışık göremiyorum ben.. Şimdi muhtemelen herkes bayram telaşına girmişlerdir..
Kimi; bayramda nereye tatile gitsemmmm
Kimi; bayramda ne giyecem giyecek birşeyim yok
telaşındadır belki...
Ben;
Bu bayram da ailemden uzakta olacağım.. Bu kez kendimi yalnız hissedip ağlamayacağım...
Bu bayram da tatile gitmeyeceğim, bayramlık elbise almayacağım...
dedim ya herşey boş...
Sabah sabah çok karışık duygular içindeyim. Şimdi Şef diyor '' Hadi Kerime nette oyalanmayı bırak şunları yaz'' ben kaçtım... Dünyalık işlerle uğraşmaya kaçtım...
Sevgiyle kalın..

16 Ağustos 2015

Gezmek İstiyorsan Babanın Evine, Çalışmak İstiyorsan Kocanın Köyüne...

Selam...
Ben geldim...
Tatile (fındığa) gittim de geldim tekrar babamın evine geldim :)
Çünkü İstanbul'da Dr. lar bıkmış sanırım. O yüzden memleketimde Dr'a geldim ameliyat dedi bakalım yarın tarih belli olacak muhtemelen bu hafta içi ameliyat olacağım dualarınızı unutmayın efem...
Ameliyat sebebiyle Eloş'um Ordu'da babaannesiyle kaldı. Çok özledim can kızımı...

Evet..Başlığa gelelim :)
Efenim ben babamın köyüne ayak bastığım gün ayağımın tozuyla gezdim... Gezmekten yorulup isyan bayrağı bile çektim yemin olsun.. 
Geldiğim günden sırayla.. Şelale, Kayseri, Yahyalı, Tekrar şelale bu kez büyük şelale ama, Nevşehir, Tekrar Yahyalı ve Şelale ertesi gün Kocanın köyü Ordu'ya yolculuk.. 
Ordu'nun Perşembe ilçesine bağlı köydeniz. Anacımmm ayak basar basmaz evi boyadık 2 gündür. O bitti Fındık.. Fındık topla topla bitmiyor. Bahçe yokuş aşağı toprak kayıyor. Eloş'a da yaramadı bahçe. Kustu çocuum. Bende yemişim fındığı benim çocuuum daha önemli dedim 3 gün sonra gitmedim bahçeye. Bahçeye gitmemem köyde büyük olay konusu oldu diyelim :) Millet tekerrr tekerrr gelip bahçeye neden gitmediğimi sordu. Bende dedim Ela bahçede kusuyor o yüzden gitmediğimi söyledim. Hiii iyi bari diyip gittiler aman çokta tın :)


Kocamın köyünde fındık toplarken süslenecek değilim ayol :) Giydim kocsmın tişörtünü salaş salaş. Şişkoluğumdan kalma pantolonum kemer olsa dahi popomdankaysa da giydim :D 

Kayseri'ye ayak basar basmaz gezmelerden kalma aşağıda..


Bu kadar yeterli aman...
Şikayet ettiğim işimi özledim yeminle.. Rahat battıbana anlayacağınız..
Dualarda unutmayın beni lütfen.. Başarısız operasyonun izleri canımı yıllarca yaktı. Dr'ların bişey yok demesi tedavi uygulamaması daha fazla yaktı.. Artık iyi olmak istiyorum ben...

sevgiler..

31 Temmuz 2015

Bioblas sac boyası

Selam... Esimin telefonundan post yasmam lazım kulustur telefonumla blogger acamiyorum :)
Gectigimiz ayda bioblas sac boyasi gelmisti bana.saclarini sıkıldikca boyayan ben ivin vok guzel paket bence :) Icinde cok guzel bakim yagi var. Oluk oluk dokulen saclarim icin de sac dokulme karsiti sampuan.  (fotograf yok yanimda)

Bioblasla artik saclarim daha saglikli. Artik devamli kullanabilecegim marka diyebilirim..

24 Temmuz 2015

TATİLE GİTTİM DÖNÜCEMMM

Tam 1 yıldır tatile gidemiyorum.. Evet tam zamanı geldi.. bugün saat 17:00 itibariyla 23 günlük izne ayrılıyorum..
Bekle beni canım memleketim Kayseri..
Bekle beni Nevşehir, Ordu, Giresun, Trabzon :)

19 Ağustosta görüşmek üzere...

Arabayı kayınço sürecek. Çok kötü sürüyor kendisi. Gitmek var dönmek olmazsa hakkınızı helal edin :)
herkese öpücükler..

20 Temmuz 2015

Prensesim 3 Yaşında...

Hayat su misali hızla akıp geçiyor.. Daha dün evlenmiştim oysa ki.. Şimdi benim güzeller güzelim 3 yaşında...
Aslında 13/07/2015 doğum günü. O gün hem Kadir Gecesi oluşu hem de benim işte olmam hazırlık yapamamam bu pazar yapmama iteledi. İyi ki de pazar oldu diyorum..
Zira çok ama çok yoruldum.. Yorgunluğuma değdi doğrusu..

Ama kuzumun mutlu olması herşeye bedeldi.. Kendi kendine '' iyi ki doğdun Ela'' demesi.. Kahkahalarla gülmesi görmeliydiniz bence :)
Fazla kalabalık ve afilli doğum günü olmamış olabilir.. Önemlisi az ve öz olmasıydı benim için..

Canım kızım, bebeğim..
Seninle hayatımız renklenmeye, eğlenceli olmaya başladı her zaman dediğim gibi..
Dilerim gözlerindeki o mutluluk hiç bir zaman solmaz.. Aksine daha da artar..
Seni çok seviyorum...
Annen..
İstanbul ;)

03 Temmuz 2015

Eltiden Elti'ye Doğum Günü Hediyesi :)

Günaydın...
İşlerim çok yoğun bu aralar.. İstifa eden edene, MTSK sınavları art arda.. Yetişemiyorum oruçlu halimle çok yorgun düşüyor bünyem. Kg vererek iyice güçten düştüm kolum kalkmıyor abartmıyorum. Gün boyu yatasım var..
Neyse..
Geçtiğimiz aylarda taze çıtır eltimin doğum günü vardı. Sözlü olduğu için herkes çeyizlik hediye alır diye tahmin etmiştim. Bende onun tarzında deri bileklik, basic tshirt ve oje aldım. Yetmez ki ille el emeğim olacak yanında. Havlu ve pano işledim. Havluyu diğer hediyelerle verdim panonun başına gelmeyen kalmadı ve evde :)

Havlum mini mutfak havlusu. Çok beğendi kendisi önemli olan da o. Beğenmemesinden korkuyordum ki kendisi Resim Öğretmenliği öğrencisi. Beceriklidir kendisi. Benim yaptığım onunkinin yanında basit kalır kedinin ciğere baktığı gibi yaptığı tuvallere bakıyorum :)
Ama ona göre benim yaptıklarım daha güzelmiş. Benim yaptıklarımı da kendisi beceremiyormuş :) e napalım ilgi alanı sen bana tuvaller ben sana örgüler yaparım artık dedim ve anlaştık :)

Lafı nerden nereye getirdim :)
Beğendiniz mi? olmuş mu?
Bi kendime yapamadım şu havludan :D

02 Temmuz 2015

Toni&Guy Deniz Tuzu Etkili Seri

Geçtiğimiz aylarda Fikri Mühümden oaketim gelmiş. Daha doğusu bizim evi bulamamış telefonum çalıyor açamıyorum haliyle. Kurye de kargoyu geri götürmüş. Ertesi gün eşimi gönderdim aldı geldi. Baktım çok istediğim Toni&guy seti... Hemen denedim bende :)

Fotoğraf süslemesi için Nihan'a teşekkürü borç bilirim :)
Paketten bu 3lü çıktı..
1- Sabitleyici sprey: Saçlarıma maşa yaptığımda buklelerin bozulmaması için kullandım. Diğer spreyler gibi sert ve kötü görüntü yok. Gayet yumuşak ve hiç sprey sıkmamış gibi görüntü veriyor. Sevdim bunu.

2- Şekillendirici sprey: Kısa ve şekilsiz saçlarım bazen benim delirme sebebim. Duştan sonra dışarı çıkacaksam eğer, önce saçlarımı havlu ile nemli hale gelene kadar sarıyorum. Sonra sprey sıkıp şekillendiriyorum. Gün boyu bozulmuyor ve yağlı , sert görünüm de vermiyor. Sevdim bunu da.

3- Saç Pudrası: Bunu hala hiç kullanmadım. Yağlı saçlar içinmiş.

Bu seriyi sevdim ben ..

Yanında verilen indirim kuponları ileAyşe'ye  şekillendirici sprey alacaktım.. Kuponları dışarı çıkarken evde unuttum hep. Sonra bi baktım ki 30 Haziran bitmiş bile.. Kuponlar da yandı ve çöpe gitti :( Kusura bakma Ayşem.. Gelirken alırım sana yine :) 



18 Haziran 2015

Hoşgeldin Ramazan...

İstisnasız her ramazan ayına girdiğimizde küçüklüğümdeki ramazanlar aklıma gelir ve yüzümde hafif bir gülümseme belirir.. İlk oruç tutmaya başladığım yılları hatırlarım..
1998 yılıydı.. Oruç kışa denk geliyordu o zamanlar.. Ben hastalığımı yeni atlatıyordum. Amcamın biricik kızı Büşra da yeni doğmuştu 4-5 aylık falandı. İlkokul 2 sınıfa gidiyordum. Abimle gece sahura kalkmak için birbirimizle yarışırdık.
Birgün okulda çikolata dağıttılar. Sınıfta bir ben oruçtum. Yanımdaki arkadaşıma '' ben bu çikolatayı napıcam şimdi. Sen ye istersen'' dediğimi hatırlıyorum. O da '' yesene'' demişti. '' ben orucum ama dedim'' arkadaşım Gülcan'da '' Öğretmenim Kerime oruçmuş'' dedi. Öğretmen de yanıma gelip bana kızdı :) Daha yeni iyileşiyordum ve çocuktum birde sınıfta oruç tutan tek çocuk bendim.. Öğretmenim kızınca ağladığımı hatırlıyorum. Birdaha oruç tutmamıştım o yıl. Bir sonraki yıl da cebimden çıkan leblebiyi yemiştim unutup. Annem '' aaa oruççç'' dedi bir anlık refkleksle. Bende ağladım orucum bozuldu diye. Babamda bişey olmaz git bir su iç geçer dedi :) E ben 8 yaşımdayım normal dimi :)
O zamandır bu zamandır istisnasız her yıl oruçlarımı tuttum :) Lohusalık dönemi hariç tabiki. Herkes oruç diye bende bişey yememiştim annemden terlik yemekten zor bela kaçmıştım o ayrı konu :)

Eski İftarları da özledim.. Fırından ramazan pidesi ne gezer köyde? Annemin iftar saatine yakın bazlama yapması onları tereyağlayıp sıcacık yemek gibisi yoktu. Abimle salatayı ben yapacağım kavgası..

Oruç tutmayanlar ise karşısındakinin canı da çeker düşüncesiyle açıkta yemek yemezlerdi.. Şimdi oruç tutan kısın bile azaldı..

Daldan dala atladım :) hee ne diyorduk???
Hayırlı ramazanlar :)
Rabbim tuttuğumuz oruçları kabul etdin inşallah :)

17 Haziran 2015

Mod: çocuksuz yeni evli modu.

4 gündür Eloş Babaanne ve Dedesiyle Ordu'da. Bu süre zarfında ben hiç yaşamadığım deneyimi yaşıyorum. Yeni evli modu. Diyeceksiniz şimdi yeni evlendiğinde olmadı mı o. Yok anacım olmadı. Ben evlenip 1 hafta sonra Mardin'e gittim. 5 ay sonra hamile geldim :) Kayınvalide-Kayınpeder-Kayınbirader geniş aile yaşadığımız için ee bende işten çıkınca elimi sıcak sudan soğuk suya sokmadım. İşten gelip yemeğimi yiyip uzandım hep. Hala da öyle aslında.
Bu 4 gün içinde gündüz ne pişirsem diye düşün.İşten eve gel üzerini değiş, yemeği ocağa koy, evi topla, süpür, toz al, sofrayı hazırla, kocayı doyur,sofrayı topla, bulaşıkları yıka, atıştırmalık hazırla, tekrar bulaşık yıka, kayınço gelsin ona yemek hazırla tekrar bulaşık topla saat olmuş 23.00 hooppp yatağa yatta zıbar gari.. 3 Gündür pestilim çıktı yemin ederim :)
Dün çok yorulmuştum. Yemekten sonra bulaşığı toplayamadım. Eşime dedim bugün de sen hallet bari. Tamam ben hallederim sen yat dedi içimden'' toplamaz büyük ihtimal yarına kalır'' diye düşündüm. Aldım üzerime pike açtım bi kore dizisi. Eşim papucumun sörvayvırını izliyor ben ona bakmadığım için. Bi ara mutfağa gidip geldi hakkaten bulaşıkları toplamış kıyamam :)

Demek istediğim..
Yeni neslin burun kıvırdığı, eskilerin pek sevdiği '' GENİŞ AİLE'' kavramı çok güzelmiş onu anladım..
Evde kayınvalidemi arıyorum ki iki lafın belini kıralım şunun bunun dedikodusunu yapalım..
Kayınpederimi arıyorum.. Ciddiyetle şaka yapmasını '' hadi yaaa öyle miii'' deyip gülmesini..
En önemlisi Eloş'u arıyorum.. Annecim oyun oynayalım mı? Anne çişim geldi koş koş.. Anne yoğurt ver Anne süt ver demesini..

2 kişilik hayat çok anlamsız geldi bana.. Çok sıradan macerasız ev arkadaşıymışız gibi TV başında vakit öldürmeler falan filan.

Tamam uzatmıyorum ben çok özledimmm... Eloş'u Kayınvalidemi, Kayınpederimi.. Bir an önce pazar gelsin de kavuşayım artık..

Ramazan-ı şerifiniz mubarek olsun.. Hakkıyla ihya etmen duasıyla.. 

11 Haziran 2015

Eloş'tan inciler..

Dilli düdük bu aralar çok geveze oldu. Anlayamadığım kelimeleri var. Ben anlayabildiklerimi ve aklımda kalanları yazmak istedim.

Ela: Benim çok güçlü, çok iyi bir babam var
Ben iç ses: Baban sadece seni taşıyor neyi güçlü? bir kolumda çanta bir kolumda sen ayaklarımda topuklu ayakkabı kim güçlü açaba?


Üzerine 1-2 damla çorba dökülmüş.
Ela: Üzerim ıslandı değişeceğim.
Ben: Çorbanı bitir öyle değişirsin.
Ela: Hayıy. Şimdi değişeceğim. (Değişir iç çamaşırına kadar)
Ben: Bari iç çamaşırın kalsın onlarada mı çorba geldi?


Ela: Kıvanç'a gidelim Kıvanç gelsin.
Ben: Gideceğiz kızım babana söyle.
Ela: Babamda gelsin.
Ayşe babamız da gelebilir mi;? :D :D


Ela: Ben okula gideceğim
İlkay: Okula mı, Parka mı?
Ela: Parkaaaa... (okulla parkı karıştırıyo galiba)


Ben: Hadi Ela uyu artık.
Ela: Yok ben uyumucam okula gidecem işim var.
Ben: E peki o halde ben gidiyorum uyumaya.
Ela: Pamam (Ela'ca tamam) iyi geceler annecim :)


Ela kendi kendine konuşuyor. Bu esnada yaramazlık yapmakta.
Ela: Sudenaz yayamazlık yapmak yokk Babaannem kızıyoy.
Ben: Ela Sudenaz nerde?
Ela: Evinde.
Ben : Eee burda yaramazlık yapan sen mi Sudenaz mı?
Ela: Bennnn :D :D

Aklıma gelen bunlar. Ela kelimeleri böyle söylemiyor tabi. Ama ben anlamıyorum nasıl dediğini. Anladığım kadarını kayda geçirdim :)
Devamı gelecek :)
Canı sıkılmış saklanmaya çalışmış halının içine girmiş bir Yercücesi :) Seviyorum kız seni :)


03 Haziran 2015

Lanet DYS

Pek sevgili blogcum sinir katsayım yükselince sana geldim yine. Şimdi PC'yi kapatıp yeniden açmam lazım amma ben üşeniyorum..

Lanet DYS nedir senden çektiğimiz? O kadar uğraşıp onaya gönderme aşamasına geldiğimizde nedir bu tripler cancazım bize de yazık değil mi ama yavrucum? O sayıları yazarken gözlerim parmaklarım çok acıdı be evladım :)
O kadar triplerle programı kilitlemekte nedir yavrucum? PC'yi günde kaç kez kapat aç kapat aç yapcaz? PC dayanmaz senin triplerine.
Eeee bir de okullar kapanıyo istifa eden edene hiç trip zamanı değil lütfen ama.. Bak şeker vericemm trip yapmazsan :)
15 dk'nın sonunda kilidini açtın aferim sana.. ben gider senin kaybettiğin evrağı tekrar yazmaya. Birdaha trip atıp kilitlenmek yok anlaştık mı? yoksa şeker vermem ona göre :) :) 

21 Mayıs 2015

köylü şehirli olmuş köylüyü beğenmemiş

Başlıktan anlaşıldığı gibi çok kızgınım bu köylüleri küçümsenmesine. Ben köylüyüm köyde büyüdüm. 2008 de üniversiteli olduğumdan beri köyden uzaktayım. Tabi 7 yıldır uzaktayım diye köylüleri küçümsemiyorum eee bende köylüyüm..
işin aslı şu ki..
Benim büyük dayım Öğretmen. Öğretmen olduğundan dolayı hep Kayseri Merkezde. 5 kızı var dayımın. Bizi çok küçümser tepeden bakar kuzenmelerim. Geçtiğimiz hafta Dayımın 4cü kızının kına gecesi varmış. Annemlerde gitmişler. Gelin hanım gelip halalarına '' Hoş geldin'' dememiş.. Sadece annemi kastetmiyorum teyzelerim de var Dayılarım da var ki Öğretmen olan dayım hariç diğer dayılarım hep köyde.

Benim anlamadığım şey şehirde yaşayınca ne oluyor köyde yaşayınca ne oluyor? Doğal olarak köydeki evlerin kapısı hep açık olduğu için birde çocuklar dışarıda toprakla oynadıkları için evler hep tozlu olur. Eee ev tozlu diye mutfağımız pis değil haliyle. Yemek yemezler pis diye. Bardaktan su içmezler o bardaktan önce köylü içtiyse.
 Köylülere neden insan muamelesi yapılmıyor? Kan bağı olduğun akrabalar köyde yaşadığı için neden küçümseniyor hiç anlamıyorum ben. Tamam köydekiler tarlada çalıştıkları için terliyorlar ve ter kokabiliyorlar ama akşam eve geldiklerinde duş alıyorlar ayol! Marketlerde o genetiğiyle oynanmış hormonsal gıdaları yemeyip sözde '' ORGANİK'' gıda arayışın yok mu? Hah işte o gıdaları tiksindiğin köylü hala-amcaların yetiştiriyor şehirli kuzencim..
Çok doluyum bu konuda çokkk...
-3 yıldır İstanbuldayım köydeki tezek kokusunu bile özledim arkadaş!
benim güzel köyüm işte burası :) solda görünen beyaz ev teyzemin evi fotonun tam bittiği yerde bizim evimiz var çıkmamış.
en arkadaki ev <3 özledim..

fotoları köyümüzün web sitesinden aldım Ramazan abi kızma :)

Amigurumi Cenneti ve Mim: Ben Küçükken

Nam-ı diğer Çatlak Kızlar grubumuzun boş işler müdürü olan Nihan beni mimlemiş. Bana da keyifle cevaplamak düşüyor.
Gelgelelim Mim'e..
Ben küçükken..
Nihan'ın Mim'i yukarıdaki linkte..
Benimkine gelelim..


  • Çok cadı ve yaramazdım. Sanki köyün ''Küçük Ağa''sı bendim. Babaannemlerin evinin önünde dut ağacı vardı o gün kime kızdıysam o duttan vermezdim :) 
  • Renkli gözlülerin dünyayı renkli gördüğünü sanırdım
  • Uyuyunca dünyanın karanık olduğunu düşünürdüm
  • Büyüdüğümde benim kızım olacak ve ben onun adını'' AYNUR'' koyacağım derdim :D Yaş: 8 evimizi yapan ustanın yanında demiştim hehehe :D :D 
  • Çok kıskançtım. Olur olmadık şeyleri kıskanırdım
  • Annemi kardeşim olsun diye sıkıştırırdım. '' kız olsun benimle oynasın''
  • Duymadığım için '' kimse beni sevmiyor'' diye ağlardım
  • Abimle ölesiye kavga ederdim.
  • Doktorların hiç hasta olmadığını ve hiç ölmeyeceklerini düşünürdüm
  • Dedem ve babaannemle uyumak için anneme '' burda kimse yok sıkılıyorum'' der ve babaannemlerin evinde kalırdım
  • '' Sihirli annem'' dizisi vardı o zamanlar. O dizidekilerin gerçekten insanüstü yeteneklerinin olduğunu düşünürdüm.
  • Kuzenlerle oynamayı çok severdim gece saat 11 e kadar dışarıda saklambaç, ip atlamak, yakan top oynamak (şimdi kuzenlerim yoldda görse dönüp bakmazlar)
çokk uzun oldu daha yazarım da işim var iş beni bekler :) Bende isteyen herkesi mimliyorum isteyen cevaplasın :)
Mutlu haftalar :)

15 Mayıs 2015

HAYAT KISA EĞLENELİM AGA!


Yetişkinlerin ve çocukların, doyasıya eğlendiği VIALAND Tema Park, hayatın eğlenceli yönünü sizlere hatırlatmak ve en güzel şekilde yaşatmak için hizmetinizde. 120.000 metrekarelik alanda konumlandırılan Türkiye’nin ilk ve tek tema parkı olan VIALAND, birbirinden farklı üniteleri, maskotları, etkinlikleri ve rengarenk yüzü ve sınırsız eğlencesi ile büyük küçük herkesi bekliyor.


Vialand;  Nefeskesen, Viking, Maceraperest, Çılgın nehir, Fatih’in Rüyası gibi  birbirinden eğlenceli onlarca  ünitelerinin yanı sıra, Kaptan Gaga, Vega ve Apostrof gibi karakterler ile de neşenize neşe katacak.


Bünyesinde bulundurduğu Alışveriş Caddeleri, Tema Park, VIALAND Palace Hotel ve Gösteri Merkezi ile, kendi alanında bütünleşik ve birebir eşi olmayan bir konsepte imza atarak dünyada bir ilki gerçekleştiren Vialand, 7’den 77’ye herkesi sınırsız eğlence ve özgürce alışveriş için davet ediyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

13 Mayıs 2015

3'e 2 kala....

Benim minik Farem 34 aylık olmuş bugün.. 3 yaşına kalmış 2 ay. Zaman ne çabuk geçiyor inanmak çok zor..

Bu ay içinde çok güzel gelişim gösterdin annem. Arada beni üzdüğün de oluyor. Olur o kadar dimi..,

En mutlu olduğum şey bezi kendi isteğinle bırakman oldu.. 10.05.2015 pazar günü AVM'ye giderken bez istemedin. Başta biraz korktum kaza olursa diye. Ama korkutmadın beni bebeğim. Eve gelince söyledin. 11.05.2015 pazartesi günü gece uyurken bez istemedin bu kez. Babaannenle yatıyorsun ya rahattım bu konuda. Babaannenin dediğine göre çok rahat olmuş. Gece uyumadan ve sabah saat 7 olmak üzere 2 kez  WC'ye gitmişsin. Şimdi de '' bezleyimi istemiyoyum bebeklere veyebiliyiz'' diyorsun :)

Aramız düzeldi bu ay içinde. Önceleri beni hiç istemez babanı ve babaanneni isterdin. Çok üzüyordun beni. Şimdi ise annem de annem.. Pazar günü uykun gelmişti dışarıdayken kollarım kas yaptı sayende :)

Seninle diyaloğlar çok ama çok güzel son zamanlarda... 34 ay çok güzel gelsenize...
Beyza yengenlere  gitmiştik gece 23:30 gibi eve gelmiştik. Eve gelinde babaannen uykun gelmedi mi senin?  diye sordu sen de '' hayıy benim uykum gelmedi işten geydim ben'' dedin :)

Kıyafet sorunu başladı. Kendin seçip giymek istiyorsun bazen benim seçtiklerimi beğenmiyorsun. Tuğçe ablanın düğünü için elbise giymek istemedin mesela..

Wc'de şarkı söylemeye bayılıyorsun :D

Nerde mum görürsen kendi doğum gününü kutluyorsun :) '' İyi ki doğdun Ela'' deyip alkışlıyorsun. Gerçekten de iyi ki doğmuşsun annem..

Aklıma gelmeyen niceleri.. (tam aklımda yazacakken uçuşuyor her şey)..


 Senin o fındık burnunu yerim bennn :)
Hayat seninle renklenmeye, seninle güzelleşmeye başladı bebeğim
Anne olmanın verdiği duyguyu, mutluluğu, heyecanı sevdim ben
İyi ki Annen olarak beni seçmiş ve bana gelmişsin bebeğim..

Hayatın boyunca hep mutlu ol bebeğim.. 
Seni çok seviyorum.. 
Annen...



11 Mayıs 2015

10-16 Mayıs Engelliler Haftası

Engelliler Günü- Engelliler Haftası fasa fiso...

Anlattıklarımı kimse üzerine alınmasın ben genel anlamda konuştum bir engelli olarak.
O günlerde ne yapıyorsunuz ki engelliler için? çıkıp ta engelliler şöyle böyle diye konuşma yapıyorsunuz diy mi?
Çıkmışsınız kürsüye Engellilere bilmem kaç bin kadro...
Kadro falan istemeyiz(ben kadroluyum biliyorum torpilli değilim) ilk önce toplum tarafından kabul görülmeyi, önemsenmeyi istiyoruz biz..
Her insan doğuştan engelli değildir onu da aklımızın bir köşesine yazalım lütfen... Bir de beni doğuştan sanıp nasıl konuşmayı öğrendiğim merak ediliyor.. Doğuştan değilim deyince hadi canım ah vah kıyamam acındırma lafları geliyor ardı ardına.. Lütfen acındırma lafları kullanmayın çok kırılıyoruz alınganız..


  • 11 Mayıs: Görme engelliler günü Görme engelliler için önce kaldırımlardaki sarı kaparma çizgileri öküz gibi arabanla kapatma lütfen. Rampaların önü de kapatma.. 
  • Toplamında 3 tane görme engelli arkadaşım var. Diğer ikisinin hikayesini bilmiyorum. Biri intihara kalkışmış mermi sonucu görme yetisini kaybetmiş.
  •  12 Mayıs işitme ve Konuşma Kusurluları günü Şahsi olarak işitme engelli olarak yaşadığım zorlukları anlatıyorum burda. Yeni bir sorunum da şu. Telefonum devamlı operatörden arıyorlar. Açamıyorum ben de. İnsan düşünür yani işitme engellidir falan. Sadece bu değil Kargo firmaları için de geçerli. Telefonu açamadığım için kargom şubeye gidiyor. Ben de gidip almak zorunda kalıyorum. (Benden başka Bietal Sensörinoral işitme Kaybı olan tanımıyorum ama sözde işitme engelli işitme cihazı ile duyan arkadaşlarım var. Buna eşim de dahil)
  • 13 Mayıs Ortopedik Engelliler Günü Bir kazada kolunu-bacağını kaybetmiş olabilirsin.. Toplum içinde asansörleri gasp etmekle ortopedik engellilerin de yaşam alanını kısıtlıyoruz.         Mardin'de yaşarken iki ev arkadaşım da ortopedik engelliydi.. Onlar da küçük yaşta doktorların yanlış ilaç enjekte etmesiyle yürüme yetisini kaybetmişler. ( ikisi de benim hakkımda olur olmadık iftiralar attığı için bunlarla görüşmüyorum)
  • 14 Mayıs Zeka ve Ruhsal Engelliler Günü Bu konuda Zihin Engelliler Okulunda çalıştığım için tecrübem var. Dışarıdan bakınca insanlar onları korkunç canavarca görüyorlar. Bilmiyorlar ki onlar çok masum ve temizler.. 
  • Ruhsal engelliler hakkında bir fikrim yok.

  •   15 Mayıs Güçsüz Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar günü Bu konuda birşey demek istemiyorum. Yaşlılarımız artık huzurevlerine mahkum..

  •    
    Demek istediğim.... Toplum içinde dışlanmış kişilersek Engelliler haftası ve ya Engelliler gününün bizlere ne gibi yararı var? Gelip te ''Engelliler Günün Kutlu Olsun'' diyebilir misin? 
    Dışarıdan bakınca öyle korkunç gördüğünüz masum insanlarla yan yana gelip hal hatır sormayı dener misin?
    Görme engellinin gözü olabilir isin?
    İşitme engelliler için haha fazla iletişim kurabilmeleri için işaret dili ve ya dudak okuma tekniğini öğrenebilir misin?
    Ortopedik engelliler için arabanı Rampalara park etmemeye çalışır mısın?
    Yaşlılar ve Korunmaya muhtaç çocuklar için Huzurevive veya Yuva'ya gidip onları sevindirebilir misin?

    ''Engelli'' kelimesi başlı başına güven eksikliği veriyor inşana.. Siz de onlar gibi yaşamaya çalışır mısınız?
    Empati kurmayı dener misiniz?

    Bir güncük te olsa dener misiniz?....
     

    İLK 1000 GÜN BEBEĞİNİZİN GELİŞİMİ İÇİN NEDEN ÖNEMLİDİR?

    Bebeğiniz karnınıza düştüğü ilk günden itibaren, birlikte birçok ilki deneyimlersiniz: ilk kalp atışı, onu karnınızda hissettiğiniz ilk an, başını göğsünüze ilk yaslayışı, ilk gülümsemesi, ilk adımları… O anlarda daha da iyi anlarsınız ki anne olmak; paha biçilemez bir histir ve yalnızca bebeğinizin dünyayı keşfettiği değil, sizin de anne olmayı tüm kalbinizle hissedip tecrübe ettiğiniz, bitmeyen, harikulade bir yolculuktur.


    Bebeğinizle geçirdiğiniz ilk 1000 gün, yani hamileliğinizin ilk gününden bebeğinizin 2 yaşına kadar geçen süre, onun sağlığında ve gelişiminde büyük paya sahiptir. Yaşamın bu ilk 1000 gününde bebeğinizin büyüme hızı mucizevidir; ilk 1 yılında kilosu 3 katına çıkar, 2 yaşının sonunda beyin gelişiminin %85’i tamamlanır.



    Bu fiziksel ve zihinsel gelişimi etkileyen en büyük faktörlerden biri ise bebeğinizin iyi beslenmesidir.  Bir anne olarak bebeğinizle geçirdiğiniz ilk 1000 günde beslenme düzeninizde sağlıklı alışkanlıklar edinmek ve bu alışkanlıkları bebeğinize de kazandırmak, bebeğinizin hayatının geri kalanında sağlıklı bir birey olarak gelişmesinin temellerini atacaktır.


    Aptamil devam sütü, 30 yıldır anne sütü üzerine yaptığı sayısız araştırmalar, uzman kadrosu ve şimdi de ilk1000adım.com'la bu önemli ve keyifli yolculukta tüm annelerimizin yanında.


    ilk1000adım.com bebeğiniz ve sizin için önemi büyük olan bu süreçte tüm uzman kadrosuyla yanınızda olmak amacıyla yaratılmış bir web sitesidir. İlk 1000 Adım’da hamileliğiniz boyunca geçireceğiniz fiziksel, psikolojik gelişim ve değişimler, emzirme dönemi ve faydaları, ek besinlere geçiş dönemi ve yürümeye başlama yıllarında doğru beslenme, bebeğinizin fiziksel ve psikolojik gelişimi gibi konularda adım adım bilgiler ve ipuçları bulabilirsiniz.


    Bunun yanı sıra bebeğinize özel sağlıklı ve pratik tarifler, size özel sürprizler de ilk1000adim.com’da sizleri bekliyor. Web sitesinin yanı sıra İlk 1000 Adım her an Facebook, Twitter ve Instagram’da da yanınızda.


    Şimdi siz de filmimizi izleyin ve #AnneOlmak hashtag’iyle paylaşın... Bebeklerinin tüm ilklerinde yanında olan ve onlar için hep iyisini isteyen annelerimize teşekkürlerimizle. 



     

    Bir boomads advertorial içeriğidir.

    07 Mayıs 2015

    İşten Kaytarma Bahaneleri


    İşten kaytarmak için bahane üretenlerden misiniz? İtiraf ediyorum ben hiç bahane kurmadım.. İşten kaytaran arkadaşın bahanelerini sıralıcam :)
     Bahanelere taki bi şefimiz de inanmıyor ama çaktırmıyoruz :)
    •  Şefim tuvaletimi yapamıyorum 4 gün rapor aldım.
    • Şefim merdivenden düştüm
    • Şefim hastayım
    • Şefim grip oldum
    • Şefim midem ağrıyor

    Buu böyle uzayıp gider.. Ama arkadaşım sen bu işten para alıyorsun diğerlerine yazık değil mi hani? Ama numara yaparken ciddi ciddi yapıyor oyunculuk yeteneği var :) Şaşırıyorum böyle insanlara..
    Neysem :)


    27 Nisan 2015

    Unutulmayan Yıllar.. Pehhh....


    Dün akşam 5 Yıl önce mezun olduğum Üniversiteden arkadaşlarımın çoğunu buldum.. Aslında Deniz Gaye ve Şahin'in facebook iletisinin altına '' Vayyy burda neler görüyorum'' yorumumla tüm arkadaşlar atladı. Bizde neden bir Grup açmıyoruz? diye sorduk birbirimize..
    Deniz Gaye en önde pembeli ellerini kavuşturmuş olan kız Şahin de önde pembe-gri elinde kağıt olan hemşom Şahin sucukları :D :D

    Efenim bizim sınıfta manyak bi Burak var Şahin'in arkasında gözlüklü olan. Askerden bildiriyormuş. Sende şunun bunun numarası var mı yolla da ekleyelim diyordu. Kankimin Zekiyenin var mı? diye sordu.
    Bende Zekiye mi??? dedim.. Zekiye fotoda sağdan kırmızı badili olan :) Zekiye'yi ben hiçbir zaman anlayamadım çünkü ondandı o tepkim.
    Zekiyeye şaşırdığım için Burak alttaki iletiyi yazdı..

    demek istediğim...
    Okuldayken arkadaşlarımızla zaman geçirmezdik biz.. O yüzden arkadaşlığın kıymetini geç anlamışız..
    Uzun zaman sonra arkadaşlarımı bulmanın mutluluğu içindeyim anlayacağınız :)
    Musmutlu haftalarınız olsun..

    Soma’daki “Toplumsal Dönüşüm Projesi” Onlarla Hayat Buldu!

    Soma İçin Bir Olduk:  Anka Küllerinden Yeniden Doğan bir Kuştur...


    Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirdi.



    Soma’daki faciada 301 işçimizi kaybettik, olaydan yaklaşık 5 bin çocuk etkilendi. “Benim adım Esma, benim adım Sıla, benim adım Dilara, benim adım Abdurrahman… Biz bir robot yaptık. Grubumuzun adı Anka oldu. Anka küllerinden yeniden doğan bir kuştur.” Bilim Kahramanları Derneği’nin projesiyle çocuklar, bilim ve teknolojiyle meşgul oldular, acılarından biraz uzaklaşıp normal hayata döndüler.


    Allianz SomaDA”yı kapsamında, BKD ile yapılan işbirliği sayesinde, Soma çevresinde, olaydan etkilenen 6 ilçedeki 16 okulun, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvasına katılımı sağladı. 34 gönüllü öğretmen, 150’ye yakın öğrencinin oluşturduğu 17 farklı Allianz SomaDA takımını 4 ay boyunca turnuvaya hazırladı. Bu yolla, öğrencilerin normal hayata dönüşü desteklenirken, psikososyal ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması amaçlandı.


    Allianz SomaDA”nın bir ayağı da faciadan etkilenen ailelerin çoğunlukta olduğu Dursunbey’deydi. APHB ile yapılan işbirliği sayesinde, Dursunbey’de bir psikososyal destek merkezi açıldı. Çocuklara, yetişkinlere ve gruplara yönelik üç görüşme odası bulunan Dursunbey Psikososyal Destek Merkezi’nin hizmetleri, merkeze uzak bölgelere de ulaştırıldı.


     

    Bir boomads advertorial içeriğidir.

    24 Nisan 2015

    Çocuklar Migros’la unutamayacakları bir bayram yaşayacak!



    Bu 23 Nisan, çocuklar için çok farklı geçecek. Bayramın coşkusu Migros’un fırsatlarıyla katlanacak. Migros, çocukların yaratıcılığını göstereceği #hayalimiçizdim yarışmasıyla ve benzersiz kampanyalarıyla bu sene de çocuklara iyi gelecek.


    Hayalini çiz, tüm dünyaya iyi gelsin.


    Rengarenk hayalleriyle her gün yepyeni dünyalar yaratan çocuklara bir sürprizimiz var. Hürriyet’in özel olarak hazırladığı 23 Nisan Hürriyet’i gazetesinin kapak sayfasını tamamen çocuklara ve onların hayallerine ayırıyoruz.


    #hayalimiçizdim yarışmasıyla çocuklar hayallerindeki dünyayı çiziyor, benzersiz düşlerini paylaşıyor. Üstelik, resimlerini #hayalimiçizdim hashtag’iyle Twitter’da veya Instagram’da paylaştıklarında, oyuncak sepeti hediyemizi kazanma şansı yakalıyor.

    #hayalimiçizdim sayfası aynı zamanda Migros TV’de de yayınlanacak. Çocuklar, bu sayfanın çıktısını alıp #hayalimiçizdim hashtag’iyle de yarışmaya katılabilecek.



    Hem çocuklarınıza hem cebinize iyi gelecek fırsatlar!


    Migros’ta fırsatlar bitmiyor.



    Yazmayı çok seven, en sevdiği kalemi biten ya da rengarenk yeni bir defter almak isteyen çocuklara, tüm kırtasiye ürünlerinde %50 indirim iyi gelecek.

    Tüm oyuncaklarda %50 indirim (katalog ürünleri hariç), çocukların hayal gücüne iyi gelecek. 

    Kaç yaşında olursak olalım, vazgeçemediğimiz sakız ve şekerlemelerde 3 al 2 öde, yalnızca çocuklara değil herkese iyi gelecek. 

    Bambaşka dünyalara yolculuk yapmamızı sağlayan tüm çocuk kitaplarında %50 indirim, çocukların ruhuna iyi gelecek. Yeni maceralara adım atacak, yeni yerler keşfedecek, yeni kahramanlarla tanışacaklar.

    Çocukların sınırsız yeteneklerini açığa çıkaran tüm Lego setlerinde %20 indirim onların yaratıcılığına iyi gelecek. 

    Barbie, Scrabble, Max Steel, Polly Pocket, Cars, Ever After High, Fisher Price, Planes 2, Acayip Havalı Arkadaşlar, Disney Princess ve Hotwheels markalarında %20 indirim ise en sevdiği oyuncaklara kavuşan tüm çocuklara çok iyi gelecek.


    Migros size iyi gelecek.


     

    Bir boomads advertorial içeriğidir.

    17 Nisan 2015

    Kardeş Blogum

    İlk defa bir blog tanıtacağım size..
    Torpil olsun bu da.. Benim zorumla açılmış bir blog çünkü..
    Amcamın oğlu var benim Çelik Kuvvet.. Şırnak Silopi'de görev yapıyor. Şair ruhludur kendisi.. Hep bir Şiirler yazar boş zamanında efkarlı efkarlı.. Belli mi olur belki kitabı çıkar..
    Mısralarıma Dair blogu burda.. Açalı 1 saat olmadı ben açtım çünkü.. Yavaş yavaş adam ederiz blogu..
     Kardeşim dediğim kuzenimin blogunu ziyaret eder, şiirlerini eleştirirseniz sevinirim :)


    Yarın AÖF sınavım var dualarınızı beklerim :)
    Mutlu haftasonları...

    Ak Sakallı Dedem..

    Hayatım film şeridi gibi gözlerimin önüne geldi bu sabah..
    13 Yıl önceydi...
    Ben yatılı okuyordum o zamanlar
    Ailemin gözbebeğiyim onu biliyorum bir tek.. şımarık, vurdumduymaz, hırçın..
    Günlerden pazartesi Annemle Kayseri merkeze gittik göz kontrolüm için..
    Dr bana gözlük verdi çok mutlu oldum ki.. Gözlüklendim ben de.. Sağır Kerime 4 gözlü oldu derlerdi artık.. olsun desinlerdi '' sağır'' kelimesi kadar acı verici değildi..
    Aldık gözlüklerimi bindik dolmuşa gidiyoruz köye..
    Salı sabahı...
    Köyden ilçeye gideceğim Babamın tarlada işi var annem de babama yardım edecek götürecek kişi Dedem oldu..
    Okuduğum okul İlçe merkezine çok uzakta.. Oraya gidecek dolmuşta yok Dedemle 1 saat kadar yürüdük okula varmak için..
    Yürüdük okula vardık Dedem beni bıraktı önce sonra abimi gördü halini hatırını sordu harçlık verdi bize.. ''Allah'a emanet olun yavrularım'' dedi ve gitti...
    Bilmiyordum ki ben dedemi son görüşümün olduğunu.. Bilseydim sım sıkı sarılırdım dedeme...
    Günlerden çarşamba...
    Okul bitti akşam etütteyiz. Komşumuz Nedim abi geldi bizi almaya. Ben daha dün gelmişim neden gidiyoruz ki? dedim..
    Hoca izin verdi boşver dersler de boşmuş zaten dedi
    Peki dedim seslenmedim başka..
    Önce amcamların evine götürdüler abimle beni..
    Annemler de burda mı? diye sordum evet dedi..
    Bizim geldiğimizi gören halamın oğlu Mehmet '' abla dedem hasta'' dedi
    Beynim zonk etti.. '' dedem hasta dedem hasta dedem hasta...''
    Dedeme en düşkün torun benim.. Herkes biliyor ben dedem olmadan yapamazdım.. Dedem hastayken bile rahat bırakmazdım '' dedemin sırma gibi sakalı var senin yok yaa der dedemin sakalını öperdim''
    Dedemi görmeye girdim o da ne!
    Dedem yaşayan ölü gibi.. 1 günde neler olmuş böyle? Dedem daha dün sapasağlamdı..
    Günlerden perşembe..
    Annemler beni bi akrabaya gönderdi bişey almak için neydi onu unuttum.. Eve dönerken yolda halamın oğlu Mehmet'i gördüm.. bu kez '' abla dedem öldü'' dedi..
    Beynim yine zonklamaya başladı..'' dedem öldü, dedem öldü...''
    Koşa koşa gittim eve dedemi yıkamışlar.. Beni annemin amca oğlu gördü koşarken.. Biliyor ya dedemsiz yapamayan torunu olduğumu..
    Sakinleştirmeye, teskin etmeye çalıştı beni.. Ama yok.. ben dedemi görmedim dedemi görmek istiyorum..
    İleride babamı gördüm o da ne? sanki babam jandarma kolunda gibiydi.. Babamın yüzüne bakamadım..
    Babam babasını ben birtanecik dedemi kaybetmiştim..
    13 yıl önce...

    Nur içinde uyu canım dedem seni unutmadım unutmayacağım da...
    Mekanın cennettir inşallah..
    Bu dünyada fazla yaşayamasak ta ebedi dünyada  buluşacağız inşallah..
    çok özledim seni ak sakallı dedem çokkkk....


    Edit: Annemin babası olan dedem sayısız toruna sahip olduğu için torunlarını pek tanımaz.. Beni de pek bilmez o yüzden ben babamın babası olan dedeme çok düşkündüm.. diğer dedem de 30 Ağustos 2010'da Hakk'ın rahmetine kavuşmuştu..)

    15 Nisan 2015

    Bir Kitap Olsaydınız?

    Çok severek takip ettiğim hiçbir yazısını kaçırmadığım Nabrut'cum sormuş.. Bir kitap olsaydınız nasıl kitap olurdunuz diye...
    Keyifle cevaplayacağım ben de..


    Bir kitap olsaydım adı: ''Empati Kur'' olurdu...

    Okurken her insanın aynı olmadığını, özel insanların yaşarken  hayatını zorlaştırdığımızı görmenizi isterdim...

    Mesela;
    -Ben trafikte zorlanıyorum korna çalıyor mu farkında değilim ısrarla kornaya basıyorsunuz düşündünüz mü hiç '' bu işitme engellidir duymuyordur bekleyim geçsin'' falan..
    - Görme engelli insanlara özel kaldırımdaki sarı kabarma çizgilerin önüne araba park ediyorsunuz hiç düşündünüz mü '' Görme engelli kardeşlerimiz vardır burdan geçerken zorlanırlar'' diye..
    - Rampaların önüne park ettiğiniz arabalara ne demeli akülü arabalı kardeşlerimizi düşünmeden..
    -Sağlam olduğumuz halde işgal ettiğimiz asansörlere hiç değinmeyeceğim..

    İşte ben bir kitap olsaydım kendinizi özel insanların yerine koymanızı isteyen kitap olurdum...

    Kitap kapağında: Hayatından memnun mutlu özel kardeşlerimizin resmini koyardım..
    Mesela, İş yerimdeki Görme engelli Özlem'i ya da Salih'i koymayı çok isterdim.. Çok seviyorum ben onları...

    Arka kapak yazısı: Arka kapak yazım şöyle olurdu:

    Hayatta her insanın eşit şartlar altında yaşamasına hakkı olduğunu, Özel insanların da bu hakkının elinden alınmasını istemiyorum.. Onları anlamak için gözlerinizi bağlayın... Kulaklarınızı kapayıp karşınızdakinin dudaklarına dikkatlice bakın.. Anlıyor musunuz peki???

    Önsöz de şunlar olurdu..

    Bu kitap..
    Yaşamak güzeldir her insan eşit şartlar içinde yaşadığı sürede...
    Sanmayın ki özel insanlar çok mutsuz, ağresif...
    Hayat onlara daha güzel aslında..
    Gamsız gamsız hiç bir şeyi kafaya takmadan.
    İç dünyaları nasıldır kim bilir...
    işte böyle olurdu :)

    Sevgili Nabrut'a çok teşekkür ederim bu soru için.. İçimi döktüm bu yazıda. Uzun zamandır kitap yazmak isterdim ben.. Hayattın zorluklarından bunaldığım dönemde içimi döken, neden bizim küçümsendiğimizi neden her şeyin zorlaştığını anlatan bir kitap.. Eğer yazsaydım sadece saçmalardım..

    - Neden bu konuyu değindim?
    Her sabah ben 30 dk yürüyerek işe geliyorum. Gelirken etrafımı gözlemliyorum. Karşıma akülü arabalı kardeşimiz çıkıyor bazen.. O'nu izliyorum Rampa'ların önüne hep arabalar park ediliyor O kardeşimiz geçemiyor geçmeye çalışıyor ama rampa kapalı olduğu için geçemiyor. Yoldan giderse şöförlerimiz çok sabırsızdır bilirsiniz.. Yol vermiyorlar işte..

    işte bu yüzden ben de bu tür bir kitap olmak isterdim...

    Ben de
    El Emeği Oyun Dostları
    Kış Güneşimiz
    Kreatif Başkan
    Mimikli Böcek
    Sade ve Derin ( Deeptone)
    Hayattan Payetler  isimli blog sahiplerinin cevabını merak ediyorum :)






    14 Nisan 2015

    adı neydi?

    Benim ailem Kayseri'de yaşıyorlar. Bildiğiniz gurbetteyim :) Cumartesi günü sabah saat 5 te otogardan annemi almaya gittik annem geldi çok şükür :) Ela ile anneannesinin diyalogunu buraya yazmak istedim kalsın burda da diye :)

    Ela anneannesine sorar
    Ela - Anneanne dedemin adı neydi? unuttum
    Anneanne - Necati
    Ela -Micati :)
    Anneanne- Dayının adı neydi peki?
    Ela- Unuttum :) 
    Anneanne- Dayı küser şimdi :)
    Yılda 2-3 kez görünce unutuyor çocuğum napsın. 

    Anneanne- Ela benimle köye gider misin
    Ela- Ben köye gitmek istemiyoyum ama fındık toplamaya gidicem ( çok çelişkili oldu sanki) ahahaha

    Bakalım bugün ne gibi macera yaşayacaklar .)



    13 Nisan 2015

    Minik Farem 33 aylık

    Minik farem sen bugün tam 33 aylık oldun.. 3 yaşına girmene şunun şurasında 91 gün kaldı. Zamanın bu kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum..
    Bu ay içinde tuvalet eğitimi almaya başladın çok güzel ilerliyorsun ( aslında uzun süredir tuvalet eğitimi veriyorduk ta o zamanlar söylemiyordu bizde kestiremiyorduk son zamanlarda kendisi bezden rahatsız olmaya başladığı için söylemeye başladı. Arada kazalar oluyo doğal olarak)

    Yemeğini kendin yemeye bayılıyorsun. En sevdiğin yemek çorba ve yoğurt.

    Tabletten çizgifilm izlemeyi seviyorsun tabletini bulamayınca gelip '' Annecim benim tabletim nerde bulamıyorum'' diyorsun

    11/04/2015 cumartesi günü babanla parka gitmiştin babanı dinlemeyip parkta koşmuşsun ve düşüp burnunu kanatmışsın.

    Babana aşıksın beni hiç görmüyorsun babam da babam..

    Küçülmüş kıyafetlerinden vazgeçemiyorsun
    -Annecim bunlar sana olmuyor bebeklere verelim?
    -Hayıyyyy onlay menimmm.. Aynı şey bez için de geçerli :)

    Okul ile parkı birbirine karıştırıp ağlıyorsun. Okula gidecemmm dediğinin park olduğunu anlamam zor oldu :)

    Hayali doğum günü kutlamaya bayılıyorsun. Oyuncaklarını mum yapıp üfleyip '' İyi ki doğdun Elaa' diyorsun kendine..

    Süslenmeye merak sardın bu ara.. Evde de ''iskaypinleyimi giyicem tokalayımı takacam'' diye geziyorsun.. (ne kadar toka varsa hepsini kırdın bende yenileri saklıyorum :) )

    Babanın işitme cihazına ilgi duymaya başladın ha bire gidip '' Baba bu ne?'' diye soruyorsun..

    Benim gibi çok çabuk sıkılıyorsun.. Erken değil mi henüz annecik sıkıldım demeye? Bir oyun oynarken 5 dk sonra sıkıldım deyip başka bir şeye gidiyorsun keşke bu huyun bana çekmeseydi. Anneannen ve Babaannen '' eee kimin kızı olacak o kadar'' diyolar :)

    aklıma gelenler bunlar.. Keşke günler biraz yavaş geçse sende bu kadar çabuk büyümesen bebeğim...






    10 Nisan 2015

    Anne Manita Neee???

    Üniversite yıllarımdayken tatil için köye gitmiştim. Canım çok sıkılıyordu sms paketim de yoktu annemin kontörlerini araklamıştım o zamanlar Turkcell' de 5 sms atana saat 24.00 a kadar bedava sms oluyordu. Can sıkıntısından tüm arkadaşlarıma mesaj yazmıştım :)
    Dershane arkadaşım Firdevs'le konu uzadı uzadı ve bana sordu
    -Manita var mı???
    Manita ne demek acaba diye düşündüm gülmeyin o yaşıma geldim hala bilmiyorum :) Anneme sordum '' Anne manita ne demek?''
    Annem baba bön bön baktı tabiki :) Bilmiyor musun? diye sordu yooo dedim :D eminim içinden bu kız nasıl üniversite okuyor demiştir :)
    '' Manita sevgili demek noldu var mı yoksa? dedi'' yok anne yea nerden çıkardın dedim rezil oldum anneme :) gerçekten de yoktu
    Firdevs'e döndüm
    -Serdar Ortaç'ın kuzenciği canımcım manita nedir diye anneme sordum iyi mi? yok manita falan dedim :) 
    -Hay Allah nasıl bilmezsin ne demek olduğunu dedi. 
    -Kör cahilim nasıl bileyim ki dedim :)

    Duymadığım için bazı kelimelerin anlamını bilmem.. Dershaneye giderken sınıfta bana gelen mesajı okuyum demiştim ay kız susss okuma o mesajı dedi sınıftaki kızlar. eee niye ki dedim bilmiyor musun orda o.. yazıyo. Tamam da o O... ne demek oluyo dedim :D :D anladınız siz onu :D


    Çok komikti yaa aklıma gelince yazayım dedim sizde gülün istedim cahilliğime :)
    Mutlu haftasonları dilerim :)

    07 Nisan 2015

    ilk-son ay kardeşler :)

    Günaydın blogcum..
    Bugün iki akrep burcu erkeği iki kardeşi anlatmaya karar verdim.
    Bunlar sahi kardeşmi yahu dedirtiyor insana..
    Huyları suları davranışları çokk farklı.. Biri kara biri sarı
    Biri ev kuşu diğeri sokak serserisi eve uyumaya geliyo sadece
    Biri kardeşinin deyişiyle kılıbık(ilk)diğeri maço(son)..
    Neden kılıbıkmış diye sorduğumda.. Karısına ev işinde yardım ediyormuş muş muş :)
    Kendi neden maçoymuş? Cenga reklamındakiler gibi dağınık çünkü :) ( bu konuda çok kavga ediyoruz evlensin gitsin kurtulacağım inşallah)
    Kılıbık olan hep evdeymiş gece dışarı çıkmıyormuş..
    Maço olan gecelere akıyormuş.. :)
    Kılıbık sigara içmiyormuş Maço içiyormuş.. bu böyle uzar gider...

    Bu iki kardeşin karısı ve nişanlısı da birbirinin tam zıttı..
    Kılıbığınki şapşal pasaklı(ben oluyorum o), Maçonunki çılgın kokoş :)
    biri çok geveze (ben) biri çok sessiz..
    biri çok sinirli, biri çok sakin
    biri ev kuşu, biri sokak..

    kılıbıkla pasaklı :)


    maçoyla çılgın kokoş :)


    anlaşıldığı üzere... Kılıbık-Pasaklı / Maço-Çılgın Kokoş  tabiri caizse tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş :D :D







    06 Nisan 2015

    BollyWood Filmi : PK


       Cumartesi günü bizim cümbür cemaat aile çatı katı dairemize toplandık. Kayınpeder çayını kendi demlemiş yanına çerezini almış kedi misali petek kenarına mindere oturmuş Kayınvalide L koltuğun ennn uzun gelen L'nin _ çizgizsine uzanmış üstüne battaniyesini almış, Koca kişisi de L koltuğun uzuncaa taburesi mi desem ona kedi misali kıvrılmış pür dikkat TV'de Survivorun başlamasını bekliyo.. Evet evet tam bir Survivor bağımlısı ailem var.. Heee Eloş mu? o da tabiii tabletinden izliyo bişeyler (taşlamayın haa) kokmuş çoraplı kayınçom da faili meçhum bilinmiyo nirelerde olduğu. Bende amannn şimdi şu şuna küfredecek şu şunla kavga edecek papucumun Sörvayvörü dedim aldım Pc'yi elime.

       Aamir Khan'ın PK adlı filmi varmış hiç bilmiyordum. O gün denk geldi. Viber'dan Ayşe ve Nihan'ya yazdım
    - Kızlar ben Hintli aşkımı izlicem didim..
    Nihan da kız Hintli aşkım dedin ya geçenlerde Aamir Khan'ın PK diye film afişini gördüm abovvv o da ne adam anadan üryan dedi :) :) :)
    Bende onu izliciktim didim :)
    Hemen önyargılı olmayalım lütfen yavrılarım..

    Filme gelicimm şimdi..
    Uzaydan gelmiş anadan üryan bebe.. Uzay aracını çağırması için boynunda kolyesi var iner inmez onu çaldırdı garibim.Hırsız kaçarken radyosunu yakalayabildi bir. O radyoyla hiç ayrılmadı :)



    Başroldeki kızımız bana Evrim Akın'ı anımsattı.


    Film dinlere konu alınmış. Doğduğunuzda poponuza hangi dinden olduğunuzu söyleyen barkod var mı anacım? İspatı için hastanelerde yeni doğmuş bebelerin poposuna baktı :)

    Ben dinlere karşı önyargılı değilim.. İnanışla alakalı.. Bu Filmde dinleri konu almışlar demiştim dimi..
    Uzay cihazını bulması için Tanrı'dan yardım almasını söylüyorlar.. Tanrı kim? Sen mi Tanrı'yı koruyorsun yoksa Tanrı seni mi koruyor? Tanrı'ya dua etmen için para mı vermen gerekiyor?



    Bu adam tan bir numaracıydı.. Sanki Tanrı'ya telefon açıp onunla konuşuyor gibi bir tavrı var.

















    Telefonla Tanrıyla konuşuyor demiştim ya PK'nin ona cevabı'' Yanlış numara''









    ' Neden o kaskı takıyorsun?''
    '' Taksilerden öğrendim. Taksiler sarı ve herkes görüyor. Tanrı da beni görsün''


    '


    Açıkçası Filmi bu kadar çok beğeneceğimi düşünmüyordum.. Budistler.. Budistlerden kaçmak için yüzüne buda etiketi yapıştırmıştı..
    Hristiyanlar..
    ve Müslümanlar..
    Her dinin inanışları farklı biliyorum. bu filmi izlemediyseniz mutlaka ama mutlaka izleyin..,
    Önce gülüp filmin bitimine 5 dk ağlarsınız :)

    Film'de PK'ye devamlı '' Sen Peekay mısın?'' diye sormuşlardı. Peekay ne demekse? şimdi google amcaya baktım '' sarhoş'' demekmiş. ama hiç sarhoş olmamıştı ki içmemişti de :)

    Bu fimde Hindistan klasiği danslar müzikler pek yoktu hepi topu 5 dk eder :)


    Film ve dizi anlatamıyorum yeav hamuruma ters :)

    Mutlu haftalar..

    01 Nisan 2015

    Kill Me, Heal Me

    Bugün güya ben doğum günümü yazacaktım beden yaşım 1 yaş daha yaşlandı ruh yaşım 1 yaş daha küçüldü hehe (çelişkili oldu farkındayım). hediyemi gönderin yoksa küserim :)
    Şaka bi yana bu hafta izledğim izlerken bayıldığım Kore dizisini anlatacağım Nihan'a özel :)


    Dizi psikiyatrik vaka üzerine kurulu. Ji Sung'a Protect The Boss filminde tanımış Secret Love'da aşık olmuştum. Bu dizide bayıldımmm gözlerimden kalp fışkırdı :) :) 
    Dizinin ismi biraz çelişkili gibi.

    Gelelim diziye...

    Cha Do Hyun (Ji Sung) 7 kişiliklidir. Biri kendisi.
    Shin Se Gi: Sinirli anlarda meydana çıkıyor. O sürmeli gözler crazy giyimler kendine hayran bırakıyor.. ( kişilik değişirken boyunda çıkan kırmızı dövmemsi şey çok saçma geldi açıkçası.
    Perry Park: Aksanlı konuşuyor. 50'lerden kalma çiçekli gömlekler ve sakız çiğneme hareketi gül gül öldüm yeminle :)
    Mr.X: Dizinin son bölümünde ortaya çıkıyor. 
    NaNa: 7 yaşında kız çocuğu (aslında ayıcık). 
    Ahn Yo Sub: İntihara meyilli kişilik. O yuvarlak gözlüklerle çok şekerdi ya. Kitap okuyuş şekli süperdi :)
    Ahn Yo Na: Ahn Yo Sub'un ikizi.. En çok güldüren karaketer buydu. Oppaaaa diye koşması öpücük atması Oh Ri Jin'e şataşması çok ama çokkk komikti :)



    Cha Do Hyun ve Oh Ri Jin 7 yaşındayken konağa gelir. Cha Do Hyun'un kimliği yoktur ve okula gitmesi gerekmektedir. 6 yıl önce Konağı terkeden babasıyla konağa gelir ve Cha Do Hyun'un (Cha Do Hyun aslında Oh Ri Jin'in gerçek adıydı. Cha Joon Youn'du sanırım oğlanın gerçek adı. ) kimliğini alır. Babası kızı istismar ederken Shin Se Gi kişiliği ortaya çıkar ve konağı ateşe verir. Kızı öz annesinin arkadaşı olan biri kaçırır ve kendi kızı gibi büyütür. 
    ikisinin de çocukluk anıları kaybolmuştuır. Cha Do Hyun'un kişilikleri böylece ortaya çıkar. 
    Diziiyi fazla anlatamıyorum 20 bölümlük her bölümü ortalama 60 dk. izleyin derim.

    Aşağıda google'da bulduğum gif ve replikleri paylaştım. 


     Shin Se Gi'nin Oh Ri Jin'e bu gönderisi bana BIG' ı hatırlattı. onda da böyle bi sahne vardı.

    Shin Se Gi şirkette çok munzurdu anacım :D :D 
    Se Gi Oh Ri Jin'e kızarken bile çok sevimliydi yaa :) 

    Ahn Yo Na Oh Ri Ohn'a neler çektirdin be yavrummmm :D :D 
    Ahn Yo Na veda edecek ama rahat bırakmıyor :D

    Perry Park :D :D şunun gömleklerine bakın ya :)
    Perry Park'ın vedası çok hüzünlüydü..


    Kore'de kız eksikliği var sanırım. İkiz olarak büyüyen Oh Ri Ohn'da Oh Ri Jin'e aşıktı.
    Oh Ri Jin le Ahm Yo Na'nın atışmalarına bayıldığımı söylemiş miydim :)


    Ps. Gif ve Replikleri google'dan aldım umarım sorun olmaz. Replikler facebook'tan Ayşem ve Nihanım sağolsun :)